
Dünyânın durumları, uyku ve gölgeler gibidir. Dünyâ geçici ve zeval bulucu bir evdir. Dünyâ, mihnet, meşakkat ve vebal evidir. Dünyâ, insanlara sıkıntı ve aldanma evidir. Dünyâyı terketmek, büyük saadettir. Dünyaya rağbet, Hûda’nın gazabına sebebtir. Dünyâ, zorladığını kırar. Muhabbet eylediğini kahreder. Dünyâ bulutların gölgesi, uykuların rüyâsıdır. Boş düşlerdir. Bu vakıayı gerçek zanneden insanlar, uykudadır. Dünyâ, geçici bir gölge ve uyuyanın uykusudur. Ona meyyal olan gafil ve elbette pişmandır. Dünya değişicidir, onu bir durum üzere bulmazsın. O seninle kalsa da, sen onunla kalamazsın. Dünyâ, mü’minin zindanıdır. Ölüm emniyet ve emândır. Cennet mü’minin ruhu cesedin çıkmadan önce, kalbinden dünyayı çıkarması gerekir. Allah katında dünyanın kıymeti, alçaktır. Ona sevgi, her belânın mâdenidir. Dünyâ lezzetlerini terkeden, ebedî ni’meti bulur. İki âlemde azîz ve öldürücüdür. Şu hâlde gafil olan, süsüne meyyaldir. Ondan yüz çevirip yok sayan, amellerini yeniler. Kendi muhabbetinden yüz çevirir. Kendini terkedene ikbal eder. Dünyâ bir tabak baldır, insan da içine meyleden sinek benzeridir. Dünya bir kuş yuvasıdır. Ona meyleden akıllı değil, öküzdür. Dünyâ zehirli bir tatlıdır, tatlılığıyla aldana-nın durumu malûmdur. Dünyâ ne sahibine vefalıdır, ne de içenine safîdir. Dünyânın ni’metleri önce, sen ondan yüz çevirirsen; ölüm sana eriştiğinde selâmetle bedeninden çıkar gidersin. Dünyâya ve ehline i’tibâr ve i’ti-mâd olunmaz. Zira dünyâda ve ehlinde vefa ve safa bulunmaz. Allah’a kavuşmayı isteyen, şekavet evinden geçer. Bekaya rağbet eden, fânî âlemden kaçar. Fânî olanı ver ki, bakî olanı alasın. Dünyâ sevgisi fitnenin başı ve mihneti terk de bakîyi anlamaktır. Dünyâ sıhhati hastalıktır ve lezzetleri acıdır.
Arif olan kişi nefsini, bu fânî eve nasıl alıştırabilir? Dünyânın sonu fenadır. Dînin gayesi ise rızâdır. Eşkiyânın rağbeti dünyâdadır. Saidlerin rağbeti ise öbür dünyâyadır. Dünyânın bütün durumları sarsıntıdır. Mülkü el değiştiricidir. Dünyânın çokluğu azlıktır, izzeti zillettir. Dünyâyı kabul edip onu seçen kişi cahildir. Akıllı ise onu kabul etmekten utanır.
BEYİT
Eğer cihâna gönülden cüda edersen sen
Huzûr-u zevkle zikr-i Hüdâ edersin sen
Dünyâ işinde câhil ve Dîn işinde akıllı ol. Bedeninle dünyâda ol, kalbinle ise âhireti bul. Yakînen bilmesi doğru olan, bakîyi bırakıp, fânîyi almaz. Bakîyi bulan ise fânî ile kalmaz.
Şehvetleri terkeden, temizlenir. Âfetlerden selâmet bulur. Dünyâ ile güreşeni, o alır. Ondan yüz çevirene ise o gelir. Dünyâyı anlayan zühd eder. İnsanları anlayan ise, yalnızlığa çekilir. Hacet kıblesi, Hazret-i Hak’tır. Halktan isteyen yokluğu hakeder. Dünyâyı terk edene, mihnetleri artık kolay gelir. Dünyâdan yüz çeviren ünsiyet ve huzuru bulur. Dünyâya rağbet eden, rahat bulmaz. Onu terk edenden, o kaçmaz. Ölümü çok anan, dünyâya aldanmaz. Eldekine razı olup, hırs ateşiyle yanmaz. Dünyâ zînetine rağbeti kalmaz. Dünyâyı terk eden nefsini âzâd eder. Rabbi-nin rızasıyla gider. Kim ki Allah için bir nesneyi terk ederse, Hakk Teâlâ ona, ondan daha hayırlı karşılıklar ihsan eder. Dünyâyı anlayan, musî-betten melul olmaz. Rahat ve selâmet isteyen, dünyâ ile kalmaz ve meşgul olmaz.
BEYİT
Bu dünyâ köhne ve virane bir topraktır
Bu yumuşak ev sürekli mihnet ve zâr getirir
Kim ki nefsinde haberdâr olursa, dünyâ onun yanında hakîr olur. Kim ki dünyâ himmetinden çekinirse, o nefsini bilip, Rabbini bulur. Mevlâsı’na hizmet edene, dünyâ hizmet eder. Dünyâya hizmet edeni, o kullanır. Kim ki dünyâdan bir lezzet alırsa, o, ona elbette bir tasa olur. Her ne doğurursanız, toprak içindir. Her ne imaret ederseniz, harap içindir.
BEYİT
Bu dünyâ bir köhne saraydır
Ki bunda nice mihmân kondu göçtü
Dünyâ senin gölgendir, dikkat et ey yâr, kovalarsan kaçar, durursan durur, kaçarsan kovalar. Dünyâdan eldekiyle kanâat etmek, tükenmez bir definedir, cihan tufanındaki bir gemi gibidir.
BEYİT
Ey kanâat beni ettin zengin
Ki gerinde bir ni’met yoktur hiç
Bu dünyâ, rağbet ve i’tibâr eden için zahmet evidir. Lezzetlerini terk eden için ise ni’met evidir. İbâdet eden için, ganimet evidir. İbretle bakan için hikmet evidir. Anlayan için selâmet evidir. Ana rahmine nisbetle, cennet gibidir; beka âlemine nisbetle karanlık yerdir. Zira dünyâ, darlık, güçlük ve zahmet yeridir. Beka âlemi, saidlik, sürür ve saadet yeridir, ünsiyet meclisi ve Hazret’in huzurudur.
ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI